Czytaj książkę: «Zamanın Kalbi»
Zamanın Kalbi
Koruyucu Kalp Kristali Serisi Kitabı 1
Amy Blankenship
Translated by betül öztürk
Telif Hakkı © 2010 Amy Blankenship
English Edition Published by Amy Blankenship
French Edition Published by TEKTIME
All rights reserved.
ISBN:
ISBN-13
Zamanın Kalbi Efsanesi
Dünyalar deÄiÅebilir... ama gerçek efsaneler asla kaybolmaz. Karanlık ve aydınlık, zamanın baÅından beri sürekli savaÅageldi. Dünyalar yaratıcılarının ayakları altında Åekil aldı ve parçalandı, yine de süregelen iyi ve kötü ihtiyacı sorgulanmadı. Bununla beraber, bazen bu karıÅıma yeni bir unsur katıldı... iki tarafın da istediÄi ama yalnızca birinin sahip olabileceÄi tek Åey. DoÄası mantık dıÅı olsa da, iki tarafın da ulaÅmak için mücadele ettiÄi deÄiÅmez tek Åey, Koruyucu Kalp Kristali. Kristal taÅ, bilinen evreni yaratma ve yok etme gücüne sahip olup hala tek bir nefesle tüm acı ve anlaÅmazlıkları sonlandırabilecek durumda. Bazıları kristalin kendisine ait bir aklı olduÄunu söylüyor... bazıları arkasında tanrıların olduÄunu.
Koruyucuları, her ortaya çıkıÅında, onu bencilce kullanacaklara karÅı kristali savunmaya her zaman hazırdı. Bu korucuyuların kimlikleri deÄiÅmeden kaldı ve dünya ya da zaman farketmeksizin aynı acımasızlıkla sevdiler.
Bu kadim koruyucuların merkezinde bir kız bulunuyor ve sevgilerinin nesnesi de o. İçinde kristalin kendi gücünü tutuyor. Kristalin taÅıyıcısı ve gücünün kaynaÄı bu. Ãizgiler sıkça bulanıklaÅıyor ve kristali korumak yavaÅ yavaÅ rahibeyi diÄer koruyuculardan korumaya dönüÅüyor.
KaranlıÄın kalbini içtiÄi Åarap bu. Kristalin koruyucularını, saldırılara karÅı zayıflatıp etki altında bırakma fırsatı. Karanlık hem kristalin gücünü hem de aynı zamanda bir erkeÄin isteyebileceÄi gibi kızı istiyor.
Bu boyutlar ve gerçekliklerin içinde, Zamanın Kalbi diye bilinen gizli bir bahçe bulacaksınız. Orada genç bir rahibenin heykeli diz çöküyor. Gizli hazinesini saklı tutan ve iyi koruyan çok eski bir sihirle kuÅatılmıÅ. Kızın elleri, deÄerli birÅeyin verilmesini bekler gibi ileriye uzanmıÅ.
Efsaneye göre, Koruyucu Kalp Kristali diye bilinen güçlü bir taÅın, kendisine geri verilmesini bekliyor.
Heykelin arkasındaki gerçek sırları ve nasıl var olduÄunu yalnızca Koruyucular biliyor. BeÅ kardeÅ, zamanın kalbini atalarından ilk nefeslerini almadan önce, karanlık tarihi boyunca, Tadamichi ve ikiz kardeÅi Hyakuhei koruyordu. Ä°kizler, insanların dünyasının iblisler alemiyle bir araya gelmesini engelleyen mührü yüzyıllar boyunca korudu. Bu kutsal bir görevdi ve hem insanların hem de iblislerin hayatlarının, korunup birbirinden saklı tutulması gerekiyordu.
Ä°nsanlardan oluÅan küçük bir grup beklenmedik bir Åekilde, hükümdarlıkları döneminde kutsal kristal yüzünden yanlıÅlıkla iblisler dünyasına geçti. Bir kargaÅa esnasında kristalin güçleri, mühürde boyutları ayıran bir yarıÄa neden oldu. Grubun lideri ve Tadamichi mühürdeki yarıÄı kapatmak ve iki dünyayı birbirinden sonsuza dek uzakta kilitli tutmak için bir anlaÅma yaparak hemen müttefik oldular.
Ama bu esnada Hem Hyakuhei hem Tadamichi insan liderinin kızına aÅık oldu.
Hyakuheiânin isteklerine karÅın, yarık Tadamichi ve kızın babası tarafından onarıldı. Mührün gücü, tehlikeli aÅk üçgenini sonsuza dek ayırarak on kat arttırıldı. Hyakuheiânin kalbi parçalanmıÅtı. Kendi kanından olan kardeÅi Tadamichi bile o ve rahibenin ebediyen ayrıldıÄından emin olarak ona ihanet etmiÅti.
AÅk bir kez kaybedildiÄinde en Åeytani Åeylere dönüÅebilir. Hyakuheiânin kırık kalbi ikiz kardeÅler arasında Tadamichiânin hayatını sonlandıran ve ölümsüz ruhlarını ayıran bir savaÅa neden olan kötücül bir öfke ve kıskançlıÄa dönüÅmüÅtü. Bu ölümsüzlük Åeritleri mührün muhafızlıÄını alacak ve onu kötüler alemindeki iblislere katılan Hyakuheiâden koruyacak beÅ yeni koruyucu yarattı.
Hyakuhei karanlıÄın içine hapsolarak zamanın kalbini korumaya dair bütün düÅünceleri boÅa çıkardı⦠bunun yerine enerjisini mührü tamamen ortadan kaldırmaya yöneltti. Dizlerini geçen uzun geceyarısı bukleleri ve en çekici kiÅilere ait bir yüz, meleksi görünüÅünün altında saklı gerçek Åeytanı maskeliyordu.
Aydınlık ve karanlık güçlerin arasındaki savaÅ baÅlarken kutsal heykelden, rahibenin tekrar doÄduÄuna ve kristalin diÄer tarafta yeniden ortaya çıktıÄına iÅaret eden kör edici, mavi bir ıÅık yayıldı.
Koruyucular ona yönelip muhafızları olurken, iyi ve kötü arasındaki savaÅ gerçekten baÅlıyordu. Böylelikle de karanlıÄın, ıÅıÄın dünyasına hakim olduÄu baÅka bir dünyaya giriÅ.
Bu, çok sayıdaki destansı maceralarından biriâ¦
Bölüm 1 "ParçalanmıŠHatıralarâ
"Kyoko!!!!!!"
Toya'nın öfkeli çıÄlıÄı etraftaki ormanda duyulabiliyordu. Ãmitsiz çıÄlıÄının sesi kaybolurken herÅey ölümcül bir sessizliÄe büründü, tüm gözler Hyakuheiânin bir sonraki hamlesini izlemeye koyuldu.
Kimse bunu durduramazdı. Herhangi birinin tepki gösterebilmesi için her Åey çok hızlı gerçekleÅmiÅti. GerçekleÅen olay, beÅ koruyucunun hepsinin korkuyla felç geçirmesine sebep olmuÅtu. Hyakuheiâyle savaÅmak için, koruyucu kalp kristalinin koruyucuları olarak bir araya geldiklerine inanamıyorlardı⦠yalnızca kazanması için. Yalnızca hepsinin sevdiÄi ve koruduÄu kiÅiyi kaybetmek için.
Orada, savaÅ alanının ortasında dolanıp dururken⦠en kötü kabusları açıÄa çıkıyordu.
Hyakuhei, Kyokoâyu yakalamıÅ, korku dolu yüzüne yukarıdan bakarak tutuyordu. Kızın bedeninin alt kısmı, planladıÄı gibi onunkiyle kaynaÅmaya baÅlamıÅtı. Onu ve Koruyucu Kalp Kristalini yavaÅça bedeninin içine almaya ve ruhunun içinde hükümsüz kılmaya çalıÅıyordu. Ä°zleyen herkes, Kristalâdeki bozulmayı yalnızca kötülükten doÄan karanlıkla parlarken görebiliyordu.
Kyokoânun elleri, bir iblise dönüÅen bu koruyucu efendiden bütün gücüyle kurtulmaya çalıÅarak kendisini çılgınca ondan uzaklaÅtırıp iterken Hyakuheiânin göÄsüne dayalıydı, o ise yalnızca gülüyordu.
Hyakuhei, Åimdi eti ve kanında dolaÅan güçle sarhoÅtu ve kızın kaçmaya yönelik zayıf çabası onu çok eÄlendirdi. Uzun, simsiyah saçları canlıymıŠgibi etraflarında dönüyordu. Geceyarısı buklelerinin ipeksi uçları, Kyokoânun küçük vücudunu kendisininkine hapsetmek için, onu arkasından demir bir kayıŠgibi sardı.
Kyoko, bedeninin onunkiyle birleÅmeye çekilmesine karÅı koyarken savunmasız hissetti. Onun ruhu olan bu soÄuk, karanlık boÅluÄa düÅmek istemiyordu. Oradaki tüm iblisleri⦠onu beklediklerini hissedebiliyordu. Bedeninin içine girdikçe, kendi bedenin o kısmı soÄuyordu. Bacakları, bir milyon iÄne aynı anda derisini delerek, orada buz ÅekilleniyormuÅ gibi acıyordu.
Hızla bir Åey yapmazsa tamamının kaybolacaÄını biliyordu. Son birkaç yılda onu koruyan beÅ kardeÅi⦠orada dikilip izlerlerken görebiliyordu. Hepsi yardım etmek istiyordu, ama o kalkan olarak kullanıldıÄı sürece bir hamle yapmaya çok korkuyorlardı.
Kyoko, bu hain koruyucuya karÅı kaybetmek istemiyordu. Onların öz amcalarıydı⦠Neden uzun zaman önce yeÄenlerinin karÅısına geçmiÅti? Kyokoânun zümrüt yeÅili gözleri korku dolu bir öfkeyle düÅmanınınkilere dönüp kilitlendi. Bu gerçekleÅiyor olamazdı⦠YaÅadıÄı bunca Åeyden sonra olmazdı. Hepsi onun hatasıydı.
Gözleri Hyakuheiânin karanlık sabit bakıÅları karÅısında kısıldı. Kristalâi bu dünyaya o getirmiÅti ve eÄer kendisiyle birlikte cehenneme götürmesi de gerekse onu bu dünyadan geri alacaktı.
Kyou, 15 metreden uzak deÄildi ve kör bir öfkeyle imha kılıcı âHakaishaâyı hızlıca çekti. Amcasının⦠düÅmanının, bugüne kadar ona saygı duymak için büyüdüÄü tek insan kıza dokunması düÅüncesi hoÅuna gitmedi. Deli bir adamın kollarında, o kadar tehlikeli bir biçimde kırılgan görünüyordu ki, kavga artık kötülüÄe karÅı saflıÄın savaÅı oluyordu.
Koruyucu aleminin efendisi⦠Kyou, beÅ kardeÅin en büyüÄü, bu süreçte Kyokoâyu incitmeden hiçbir Åey yapamazdı. İçin için, Kristalâin gücünün kendisine zarar veremeyeceÄini, çünkü bu savaÅtan önce bütün büyüleri engelleyecek bir büyü kullandıÄını biliyordu. Hyakuheiânin, ona karÅı Koruyucu Kalp Kristaliâni kullanmayı denemesi ihtimaline karÅı hazırlanmıÅtı.
Ama bunu⦠beklememiÅti. Kyokoânun incinmesini istemiyordu⦠bunu durduracak gücü olduÄu sürece asla.
Hyakuhei tarafından gönderilen karanlık, Åeytani hayaletler gizli bir kabustan çıkar gibi yerden süzülerek gelip onu hareketsiz tutmak için, ölümcül bedeninin etrafını sardıÄı zaman mücadele etmedi. Kyou, genç kardeÅinin gümüÅi gözlerinde yanan öfkeyi görerek Toyaâya bir bakıŠattı.
Hyakuhei, Toyaâyı Åeytani bir hayalet saldırısıyla sarmıÅ, güvenli bir mesafede tutmaya çalıÅıyor, ama Toya hala onlara karÅı intikam duygusuyla çabalıyordu. Kyou içinden, kardeÅinin üzerindeki engellere minnet duydu⦠Åüphesiz onlar olmasaydı, Toya sonuçları ne olursa olsun saldırırdı. Sadece Kyokoânun tarafının içinde olduÄu böyle bir tehlike Toyaânın kırılma noktasını geçmesine neden olmuÅtu.
Kyou, her kalp atıÅında kendi gücü ve diÄer kardeÅlerinin gücüyle beraber, Toyaânın koruyucu gücünün yoÄunlaÅtıÄını hissediyordu.
30 metreden daha uzakta bulunmayan Kotaroânun mavi gözleri inanmazlıkla açıldı. Kyokoânun incindiÄini görmek istemiyordu ama bunu önlemek için de birÅey yapamazdı. Her iki kolu da savaÅta kanla kaplanmıÅtı ve bacakları da daha iyi bir durumda deÄildi. Åu anda, acıya karÅı savaÅıp ayakta durmaya çalıÅırken saldıracak güce bile sahip deÄildi. Aklı hala her Åeyden çok sevdiÄi kız için korku ile donmuÅtu.
Kotaro, buz mavisi gözleri karÅılık verme ihtiyacıyla yanarken, keskin köpek diÅlerini ortaya çıkararak kulak tırmalayan bir sesle âOnu incitmeye cüret etme yoksa seni cehenneme kadar kovalarım Hyakuheiâ diye tısladı. Etrafında, kendi oluÅturduÄu güçlü esintilerden bir daire içinde bir enkaz yıÄını uçuÅurken, çevresindeki tüm hava bir intikam hissiyle hayat buluyormuÅ gibiydi.
Kamui korkmuÅtu, ama Kyokoâyu Hyakuheiânin kollarında mücadele ederken görmek, fikrini deÄiÅtirmesine sebep oldu. Ãfkeli gözlerinde, birden çok rengi olan bir toz parıldadı. Kamui sonuçlarını düÅünmeden, rahibeye olan aÅkından doÄan ve herkesin gördüÄü akla gelmez bir cesaretle, açtıÄı pençeleriyle doÄruca Hyakuheiâye doÄru koÅtu.
Hyakuhei'nin gölge iblisleri bedenini sert topraÄa çarparak ve uçuÅan bir enkaz göndererek onu geri püskürttü.
SavaÅlarda her zaman en genç koruyucunun arkasını kollayan Kaen, kurtulmak için sıçrarken ayaklarından ateÅler uçararak Kamuiâyi sıkıca tutarak yakaladı. Kamui tehlikeden uzak, yerde güçsüzce yatarken Kaen kızgın gözlerini Hyakuheiâye dikti ve en genç koruyucu ile tehlikenin arasında dikildi.
Suki dizlerinin üzerindeydi, babasını hala kollarında tutuyordu. Bedeni artık cansızdı ve Hyakuheiâye olan nefreti, Senninâi öldürdüÄü için kızının içine dolmuÅtu. BakıÅları, böyle yaÅlı, bilge bir adamın baÅına gelen aynı soÄuk akıbetten en iyi arkadaÅını koruyabilmeyi dileyerek Kyokoâya dikildi.
Shinbe, Hyakuheiânin bedeni üzerindeki bakıÅlarını engelleyerek korumacı bir biçimde Sukiânin önünde dikildi. Kotaroânun öfkesinin rüzgarı, Shinbeânin geceyarısı mavisi saçlarını yüzünün etrafında uçuruyor⦠kurnaz ametist gözlerine tekinsiz bir ifade veriyordu. Kyoko için olan endiÅesi, kristal yapının gücünü hissederken derinleÅti.
âHayırâ¦.â Kelime aÄzından, rüzgar aniden kendisini yere çarpmıŠgibi çıktı. Shinbe, eÄer Hyakuhei koruyucu kalp kristalinin tüm gücünü elde ederse, iki dünyanın da ciddi bir tehlike içinde olacaÄını biliyordu. Hiçbir Åey yapamayacaÄı gerçeÄinin kalp kırıklıÄını hissettiÄinde yanaÄından sıcak bir yaÅ aktı. ââ¦Kyoko.â
Hyakuhei, etrafına, uzun süredir yolunda dikilen düÅmanlara baktı⦠kendi kardeÅinin çocukları. Kyokoâyu kalkan olarak tuttuÄu için, Åu anda ona saldırmaya korktuklarını biliyor ve her yönden yükselen öfkeyi hissedebiliyordu.
Abanoz kanatları, arkasında koyu bir zemin yaratarak ve aynı koyuluktaki gözleri, kollarındaki kıza kilitlenerek açıldı. âSeni korumaya çalıÅıyorlar.â Bunu bir savaÅın ortasında deÄillermiÅ de, yalnızca kenardan izliyorlarmıŠgibi sakin, rahatlatıcı bir sesle belirtti.
Kutsal korucuyu kalp kristalinin hala çıplak göÄsünün ortasında görünür olduÄunu hissedebiliyordu. Kendisini savunmaya çalıÅan koruyuculara olan sevgisi, kristalin kalanının da bedeninin içine gömülmesini ve adama arzuladıÄı gücü vermesini engelleyen tek Åeydi.
Bu sevginin saflıÄı kızın gücüydü ve kristali adamdan çekip almayı denemek için bunu kullanıyordu⦠adam bunu hissedebiliyordu. Ama aynı zamanda damarlarında gezinen gücü de hissediyordu ve bu yalnızca daha fazlasını istemesini saÄlıyordu.
Bir an için aÅıÄıyla konuÅurmuÅ gibi kıza fısıldarken gözleri yumuÅadı. âBu yeterli deÄil.â
Hyakuhei, küçük grubun etrafını saran sevgi baÄlarını bir Åekilde yok etmek için, kristalden halihazırda kazandıÄı gücü Kyokoâya karÅı kullanmaya karar verdi. Onu durdurması gerektiÄini biliyordu⦠çünkü tek baÅına kızın kendi gücü, bir zamanlar içinde olan kristalinki kadar kuvvetliydi. Bir zamanlar sevmesine izin veren⦠sonra zalim bir Åekilde bu aÅkı ellerinden alan aynı kristal.
Kyokoânun yüzünü kendisininkine yaklaÅtırdı ve masum dudaklarına nazik bir öpücük kondurdu. Heyecanlı yeÅil gözlerine bakarak, koruyucu kalp kristalinin gücünü kullanıp kızın zihnine girdi.
Hyakuhei en çok hangi korucuyu sevdiÄine dair anılarını aradı⦠bunları ondan alacaktı. UÄrunda mücadele ettiÄi insanlara dair anılarını çalmak, kızın gücünü zayıflatırken kendisininkini artıracaktı.
Kyoko gözlerini kırpamıyordu. Adamın vahÅi pençelerinin, zihnindeki anılarını yok etmeye ve bu mücadelenin nedenini söküp almaya çalıÅtıÄını hissediyordu⦠sevgisini ondan almaya çalıÅtıÄını. ArkadaÅlarını, hepsini, buna izin vermeyecekti.
Kyoko, adama karÅı kullanmak için kendisine yalnızca tek bir Åey bırakarak kontrolünü kaybettiÄini hissediyordu ve bu alıp yok etmeye çalıÅtıÄı Åeyin kendisiydi. Gözleri öfkeyle parladı ve artık zaptedilmiÅ deÄillerdi. Ellerini adamın geceyarısı buklelerine tutturdu ve gidip gelen bir güç dalgasıyla titreyerek alınlarını birbirine bastırdı.
Sesi savaÅ alanındaki sessizliÄi delip geçiyordu. âOnu bu kadar çok mu istiyorsun? BURADA!! Al !!!â
Kyouânun altın sarısı gözleri, korku sıcak keskin bir bıçak gibi içinden geçerken yoÄun biçimde parladı. Rahibe ne yapıyordu? Bir Åeylerin korkunç biçimde ters gittiÄini biliyor ve psiÅik güçlerinin kendisini çaÄırdıÄını hissediyordu⦠onu çok geç olmadan dinleyip görmeye zorluyordu! Bu güce odaklandı ve ne olduÄunu görmeye çalıÅmak için Kyokoânun zihnine girdi. Åahit olduÄu Åey, etrafını çok sıkı sarmamıŠolan gölge iblisleri arasında dizlerinin üzerine düÅmesine neden oldu⦠onu hareketsiz tutuyorlardı.
Görüntü ve sesler sonsuza dek zihin gözünde kalacaktı ve Kyou her nasılsa, üzerine üÅüÅen duyguları asla sarsamayacaÄını biliyordu. Kızın zihin gözüne bakarak anladıÄı için Kyoko, o ve kardeÅlerine karÅı olan sevgi duygularını korudu. Adam her dokunuÅu görebiliyor, kendisini okÅayan her duyguyu ve kendisini olduÄu gibi kızı da paramparça ediyor olması gereken her gizli gözyaÅını hissediyordu.
Kyou aynı zamanda Kyokoânun, herhangi birinin onun sahip olduÄunu düÅündüÄünden çok daha fazla güce sahip olduÄunu anlayarak iliklerine kadar titremiÅti⦠kendisinin bile farkında olmadıÄı bir güç. Kızın aklından Hyakuheiâninkine geçen her hatırayı, oradan silinmesine asla izin vermeyeceÄi yer olan kalbine atılıyormuÅçasına görüp hissedebiliyordu.
Sevgi, kalp aÄrısı ve adanıŠyılları⦠hepsi bir anda feda edilmiÅti.
Kendisiyle birlikte mücadele etmiÅ olanlara karÅı tüm sevgi ve dostluk anıları, acıları ve gizli duyguları Hyakuheiânin zihnine sokulurken, öfkeli gözyaÅları Kyokoânun yanaklarından aÅaÄı aktı. Bu kalan tek silahıydı.
Hyakuheiânin Åeytani gücü bir anda dengesizleÅti. Kristal, koyu bir ıÅıktan beyaz ıÅıÄa döner ve Toya ile Kyouâyu tutan gölge varlıklar görünmez olarak daÄılırken herkes güç kaymasını hissetti.
Kyoko, karanlıÄın meleÄinin kafasının karıÅmasını izledi, mükemmel, solgun yüzü acı ile çarpılmıÅtı.
Kyoko tam kaydıÄını hissederken küçük ellerini dıÅarı çıkardı ve kristali yakalayıp adamın etinden çekti. Unutmak istemediÄi anılar için zihninin verdiÄi mücadeleyi Åimdiden kaybettiÄini hissettiÄinden ne yapılması gerektiÄini biliyordu. Zaten çizgi izleri bulunan yanaklarından kristal gözyaÅları akıyordu.
Herkesi korumak için bütün hatıralarını vermiÅti. DüÅüncelerini kaybetmeden önce, koruyucu kalp kristalini çabucak kendi göÄsüne⦠kalbine paralel olarak dayadı.
DoÄruca ona doÄru atılan Toya ve Kyouâyu görmek için dönerek fısıldadı âBeni unutmayın⦠lütfen.. beni bulun.â
Kyokoânun görüÅü kaybolmaya baÅladıÄında gözüne çarpan son Åey, ismini baÄırarak ona yaklaÅmaya çalıÅmalarıydı. Biri saydam altın sarısı, diÄeri parıldayan gümüŠgözlerle⦠sonra dünyası karardı.
Kyou, Kyokoânun zayıfladıÄını hissedebiliyordu ve öldüÄünü düÅündü. Her Åey deÄiÅtiÄinde, bir su damlası onun tarafında yüzeye çarpmıŠgibi umutsuzca Toya ile birlikte, ona ulaÅmaya çalıÅarak öne atıldı. Kyokoâdan dalgalar yayıldı ve kız havada kayboldu. Sonrasında Hyakuhei de öfkeyle baÄırarak ortadan kayboldu.
KardeÅinin kendisininkiyle birleÅen çıÄlıÄı, ses göz açıp kapayıncaya kadar, beklenmedik bir Åekilde kesilmiÅ gibi sonlanırken Kyouânun aklı hızla çalıÅtı, Toyaânın da ortadan kaybolduÄunu biliyordu. Kyou nazik bir Åekilde bir saniye önce hedef olarak gözüne kestirdiÄi boÅ noktaya düÅtü. Ãfkeli bakıÅları inanmazlıkla etrafını aydınlattı. Herkes ortadan kaybolmuÅtu.
Kyou damarlarında dolaÅan ve soylu koruyucu kanına karıÅan adrenalini hissetti. Hepsini görmüŠve anlamıÅtı. Artık kızın tüm anılarına sahipti. Kyoko onları kurtarmak için hepsini vermiÅti ve son saniyede onun dileÄini duymuÅtu. Muhtemelen ne yaptıÄını bile bilmiyordu⦠ama Kyouâyu geride bırakarak herkesi beraberinde götürmüÅtü.
Kutsal kristalin kendisine karÅı kullanılmasını önlemek için çevresine yaptıÄı büyü, onu diÄerleri her nereye gittiyse onları takip etmekten alıkoymuÅtu. Kız, yalnızca fısıldanmıŠbirkaç kelime ile ondan her Åeyi almıÅtı.
Bedeni dik ve gururlu bir Åekilde dikiliyordu. Dizlerine kadar uzanan gümüŠsaçları etrafında dalgalandı ve gömleÄinin beyaz ipeÄi, iÅkence görmüŠkalbindeki fırtına ile eÅleÅen, görünmeyen bir fırtınanın gözünde oturuyormuÅ gibi rüzgarla titredi.
TerkedilmiÅ savaÅ alanına bakarken görünüÅü bir meleÄe benziyordu⦠krallara yakıÅır, güçlü ve mükemmel. Elini yanaÄına kaldırıp tek bir kızıl gözyaÅını yakalayana kadar, duracak gücü yoktu.
Filizlenerek, yaÅlanmadıÄı hayatında ilk kez gerçek kimliÄini ortaya koyan kanatlarının tüyleri etrafında döner ve onu geniÅ altın sarısı bir parlaklıkla sararken, Kyouânun görme gücü arttı.
SavaÅtan kalan tek yara, kalbinde oluÅan yarıktı⦠hiç kimsenin sahip olduÄunu düÅünmediÄi kalbi. BakıÅları yalnızca birkaç metre ilerideki kız heykeline kaydı ve fısıldadı, âKyoko, seni terk etmedim. Bin yıldan uzun sürecek bir uzaklık beni, seni tekrar bulmaktan alıkoymaya yetmezâ¦â
Bölüm Ä°ki "Ãnemsiz Kısım"
Zamanın Kalbiânin diÄer tarafında, iki yıl sonra⦠ve geleceÄe binlerce yıldan fazla zaman varken.
Mektup Hogo tapınaÄına yazılmıÅtı. Büyükbaba Hogo çayını içtiÄi masaya geri dönerken, elçinin az önce kendisine verdiÄi Åık zarfa baktı. Kapı çalınmadan önce, genellikle fazla hareketli olan evdeki huzur ve sessizliÄin tadını çıkarıyordu.
Herkes akÅam için dıÅarı çıkmıÅtı. Tama arkadaÅlarıyla beraber Åehirdeki oyun odasındaydı ve Bayan Hogo kahvaltılık alıÅveriÅi yapmaya çıkmıÅken, Kyoko çalıÅmak için kütüphaneye gitmiÅti.
Büyükbaba masadan küçük bir bıçak alarak keskin aÄzını, kenarlarını altın çerçeveli olan zarfta dikkatle kaydırdı. İçini açtı ve aÄır hizmet için noter onaylı, altın çerçeveli mektubu çıkarıp okumaya baÅladı. Okudukça gözleri açıldı. Bu bir burstu, Åehrin diÄer tarafının eteklerinde, çok pahalı bir okulda tam burs.
"K.L. Ãniversitesi." YaÅlı sesinde yıllardır ilk kez ÅaÅkınlık vardı. OkuduÄuna göre her Åey tam karÅılanacaktı, kalacaÄı yatakhanenin ücreti bile, ve kendi imzası olan K.L. harfleriyle okulun kurucusu tarafından imzalanmıÅtı.
Büyükbabanın yaÅlı yüzü, uzun zamandır görülen en parlak gülümsemesiyle yukarıya doÄru kalktı. Kyoko mutlu olmanın da ötesine ulaÅacaktı. Adam, okulda çok Åey kaçırmıŠolmasının, herhangi bir üniversiteye kabul edilmesini engelleyebileceÄini biliyordu ve Åimdi bölgedeki diÄer tüm okullardan üstün olan yere gidiyordu.
DüÅünceli bir biçimde kaÅlarını çattı⦠baÅvuran hiçkimsenin baÅarılı olamadıÄını bildiÄi için, bu girilecek en zor okullardan biriydi. Ayrıca sadece üye olmanın son derece yüksek gereksinimleri bulunduÄundan çok az öÄrencisi olduÄu söyleniyordu. BaÅvuru bile yapmadıÄı bir yere nasıl kabul edilmiÅti?
Aklı son iki yıla döndü. Kyoko tapınak evinden aklı çok karıÅık olarak döndükten sonra kendine gelmesi zaman almıÅtı.
Aniden geri döndüÄünde hepsinin kafası karıÅmıÅtı, çünkü uzakta olduÄu zamanlar neler olup bittiÄiyle ilgili çok Åey hatırlamıyordu.
Hogo ailesi, zaman kapısından birçok kez ileri ve geri geçtiÄi için nereye gittiÄini biliyordu⦠Bununla ilgili ani bir hafıza kaybına uÄrayan Kyoko idi.
Toyaâyı bile hatırlamıyordu. Ama büyükbaba için bu sorun deÄildi, çünkü zaman geçiÅi yapan koruyucuyu unutması en iyisiydi. DiÄer taraf ve getirdiÄi tehlikeyle ilgili her Åeyi unutması en iyisiydi.
Gözlerine bir an için üzüntü hakim oldu. Evet, Kyoko dünyalar arasında gidip geldiÄi ve bu taraftayken onlara en yeni hadiseleri aktardıÄı için aile gerçekleÅen her Åeyi biliyordu. Ve bilmelerini istemediÄi birçok Åeyi sakladıÄını da söyleyebilirdi. Bu sırları unuttuÄu için artık onların da asla bilemeyeceÄi Åeyler.
Genç erkek kardeÅi Tama, kendisine bildiÄi her Åeyi aktardıktan sonra bile; yalnızca baÅını salladı ve gözlerini indirdi. Sadece diÄer dünyada yalnız olduÄunu hatırlıyordu. Canavarlarla dolu bir dünya.
Büyükbaba derin düÅüncelere dalarken dudakları inceldi. Kyoko, Koruyucu Kalp Kristaliânin içine geri döndüÄü ve her Åeyin bittiÄiyle ilgili bir Åey hatırladıÄını söylediÄi için, büyükbaba iÅlerin yolunda gittiÄini biliyordu. Birkaç hafta sonra okul çalıÅmalarına geri dönmüÅtü ve mükemmel notlar alıyordu, ve artık hesap kapanmıÅtı. Büyükbaba, ön kapının açıldıÄını duydu ve gülüÅü geniÅledi.
Sanki kutsal bir iyi Åans muskasıymıŠgibi mektubu öperek, torununun mutfaÄa yürümesini izledi⦠Kyoko bunu sevecekti.
Ãç hafta sonraâ¦
GeçmiÅteki kız üniversiteye yaklaÅırken, altın sarısı gözler izledi. Onu bulmuÅtu ve ne yapıp edip iÅleri bir kez daha düzeltecekti. Gözlerinin altın rengindeki saydamlıÄı, o uÄursuz günde, ölümcül bir savaÅın ortasında olanların anılarıyla parlarken, bir an için insan kalkanının kaydıÄını hissetti.
Pencereden gelen sabah güneÅinin ıÅıkları, arkasında kanat biçiminde tuhaf bir gölge oluÅturuyordu. PençeleÅmiÅ elini kaldırdı ve gözlerini kısarak pençelerin tekrar insan örtüsüne bürünüÅünü izledi.
Tekinsiz gözlerini tekrar rahibeye döndürerek içindeki güçleri bastırdı. Kyokoânun saflıÄıyla, etrafındaki kötülüÄün uyanıÅını hissettiÄi bir andı. Bu sefer⦠aynı hatayı yapmayacaktı.
Kyoko baÅını kaldırıp devasa binaya baktı. Burası ona, bilinmeyen bir geçmiÅteki büyük bir Åato gibi görünüyordu. Kendi kendine sırıttı. Buna engel olamıyordu. Bursu ve aslında burada yaÅayacaÄını öÄrendiÄinden beri hala mutluydu.
Arkasındaki Tamaâya baktı. Ãantaları taÅımak ve yerleÅmesine yardım etmek için onunla gelmesinin büyük desteÄi olmuÅtu. Kyoko, annesi ve büyükbabasının evde kalıp orada vedalaÅmalarına dair konuÅtuÄu için memnundu. Åimdi bu büyük özgürlükle neredeyse sersemlemiÅ hissediyordu ve tadına vararak derin bir nefes aldı.
âKyoko, bütün gün orada dikilecek misin, yoksa gidip yatacaÄın odayı bulacak mıyız?â Manzara onu da etkilese de Tama homurdandı. BaÅını kaldırıp, ana kapıya yönelen devasa kemere ÅaÅkınlıkla baktı.
Kyoko haritayı elinde tuttu ve üniversitenin saÄ tarafına baÄlanan heybetli binayı iÅaret etti. âBu doÄru bina olmalı.â Döndü ve Tamaâya göz kırptı. âBu sabah bana yardım ettiÄin için teÅekkür ederim.â
Tama biraz utanmıŠhissederek sırıttı. âElbette Kyoko, nihayet senden bir süreliÄine kurtuluyorum, bu yeterli karÅılık olur.â BaÅını eÄerek savuÅtu ve gülmekten ölerek bir süre ondan kaçmaya çalıÅtı.
Kyoko onu kovalamaya baÅladı, ama üzerinde bazı gözler hissederek yolun ortasında durdu.
Rüzgar, kestane rengi saçlarını yüzünden uzaklaÅtırırken, kimin gözlerinin üzerinde olduÄunu merak ederek binaya baktı ama daha fazlasını göremedi. Son birkaç yıldır tuhaf Åeyleri hissedebiliyordu ve orada birinin olduÄunu⦠onu izlediÄini, Åüphe götürmez biçimde biliyordu. Neredeyse ona dokunduklarını hissediyordu.
Yukarıdaki pencerede bir hareket gördüÄünü düÅündü, ama daha yakından inceleyince boÅ olduÄuna karar verdi. Kyoko bu garip hissin yok olduÄunu fark ederek iç geçirdi. Hayal kırıklıÄının kaybolmasını beklerken yumuÅak bir Åekilde alt dudaÄını ısırdı. BoÅ vererek en sonunda kapıdan içeri giren Tamaâya yetiÅti. Ä°kisi de etrafa bakınırken donup kaldı.
Yukarıya doÄru bakarken "bu yer bir harika,â diye fısıldadı Tama, ardından ciddi bir sesle ekledi. âBu haritayı saklamak isteyebilirsin⦠eÄer seni tanıyorsam burada kaybolacaksın.â
Kyokoânun gözleri ana salonun içinde dolaÅırken, onu duymuyormuÅ gibiydi. İçinde bulundukları oda, diÄer katlara doÄru spiral bir biçimde kıvrılan merdivenleriyle en az üç katlı bir bina uzunluÄundaydı. Bir tarafta büyük bir kütüphane varken diÄer taraf dinlenme alanına benziyor ve ortasındaki yüksek tonozlu tavanda asılı devasa bir avize bulunuyordu.
âBunun düÅtüÄünü görmek gerçekten hiç hoÅuma gitmezdiâ diye havayı iÅaret ederek baÅıyla onayladı.
Konforlu mobilyaları olan oturma alanları aÅaÄıdaydı. Sabahın çok erken bir saati olsa da Åimdiden kalkmıŠolan öÄrenciler oradaydı ve bir takım iÅlerle meÅguldüler. Burada mümkün olduÄu kadar erken bulunmak istiyordu ve saat Åu an sabahın 7:30âuydu. Nereye gitmesi gerektiÄini merak ederek hızlıca kaÄıda göz gezdirdi.
Sızlanarak omzunun üstünden Tamaâya bakıp önlerindeki spiral merdivenleri iÅaret etti. Kyoko, aslında taÅındıÄından dört tane valizi vardı ve çok aÄırdılar.
Tamaânın suratı asıldı. âÅaka yapıyor olmalısın.â En büyük valizin sapını, bu sefer tekerleklerin bu kez iÅe yaramayacaÄını bilerek bıraktı. âBaÄıra baÄıra aÄlardım ama 12 yaÅındayım.â
Kız kararlılıkla omuzlarını kaldırdı.
Arkalarından bir erkek sesi, âSiz Bayan Kyoko Hogo musunuz?â diye sorduÄunda Kyoko irkildi.
Aniden dönerek, âEvetâ dedi.
Ãok yakıÅıklı bir adamla yüz yüze geldiÄinde gözleri büyüdü. Korkutucu buz mavisi gözleri ve at kuyruÄu Åeklinde toplanmıŠuzun koyu renk saçları vardı. Korku dolu bir saygıyla bakarken, tuhaf bir rüzgarın yüzünü okÅadıÄını hissetti. YumuÅak saçlarının uçları, bu rüzgarın çarptıÄı yüzünü gıdıkladı.
Adam ona çok çekici bir gülüŠsunuyordu. Sonra onu ÅaÅkınlıÄa düÅürerek parmaklarını Åıklattı ve iki adam hiç yoktan ortaya çıkarak çantalarını alıp onlarla beraber yukarı çıktılar. Onları izlerken Kyokoânun gözleri büyüdü, ama bir Åey diyemeden önce diÄer adam ellerini kendisininkilerin içine aldı ve dudaklarına götürerek ona prenslere yakıÅır bir Åekilde bir öpücük verdi.