Czytaj książkę: «Bağlayan İlişkiler»
BaÄlayan Ä°liÅkiler
Saplantı Serisi
Amy Blankenship, RK Melton
Translated by Aytaç DANGIR
Copyright © 2012 Amy Blankenship
Second Edition Published by TekTime
All rights reserved.
Bölüm 1 âMabetâ
Angel Hart, büyüdüÄü yere doÄru uçarken, helikopterin yüksekliÄinden saklanmak isteyerek, pencerenin kalın camından dıÅarı seyrediyordu. Burayı ölesiye seviyordu ama yerdeyken çok daha fazla seviyordu. Uçmak korkularından biriydi ve bunu on saattir yapıyordu.
Kâküllerini gözlerinin önünden üfleyerek kardeÅi Tristianâa bakındı. Eve helikopterle dönmek zorunda olduÄunu bildiÄi halde onları havaalanında karÅılamasına neden olacak kadar heyecanlandıran Åeyi merak ediyordu.
Tristian'ın uçmaktan nefret ettiÄini gerçeÄini biliyordu ve oyalanmak için birisine cep telefonundan mesaj attıÄını görebiliyordu. Neredeyse her gün telefonla konuÅmalarına ve mesajlaÅmalarına raÄmen yaklaÅık iki yıldır görüÅmemiÅlerdi ve belki de bu yüzden korkularıyla yüzleÅmiÅti. Bunu neden yaptıÄını gerçekten umursamamıÅtı çünkü orada onu görmesi rahatlatıcı bir etki yapmıÅtı ve buna minnettardı.
Helikopterin gürültüsünden uzaklaÅmak için Angel zihninin son iki yılı bırakmasına izin verdi. Anne ve babası boÅandıÄında, babası onu Kaliforniyaâya sürüklerken Tristian annesi ile birlikte burada Mabetâte kalmaya zorlanmıÅtı. Arabayla gitmek için çok uzaktı ve her ikisi de uçmayı sevmiyordu. Birbirlerini ziyaret etmemiÅ olmalarının tek sebebi mesafeydi.
Havaalanında öylece beklerken görene kadar Tristianâı ne kadar özlemiÅ olduÄunu fark etmemiÅti. DoÄrudan geçecekleri kapının karÅısındaki duvara yaslanmıÅtı. Birbirlerini gördükleri anda Tristian onu kollarıyla yakalayana kadar koÅtu.
Abisi, Tristian, her zaman sabahları ilk konuÅtuÄu ve uykuya dalmadan önce gördüÄü son kiÅi olmuÅtu. Büyüdükçe, ebeveynlerini uyurgezerlikle ilgili bir sorun yaÅadıklarına ikna ettiler çünkü gecenin bir yarısı kalkıp birbirlerinin yataklarında uyuyorlardı.
Anneleri, biraz daha büyüdüklerinde, geceleri odalarının kapılarını kilitleyerek buna bir son vermeye çalıÅmıÅtı. Annelerinin onları birbirlerinin kollarında uyurken en son yakaladıÄında söylediklerini hatırladıÄında, Angel'ın dudakları inceldi.
âBu davranıÅınız çok günah. Abi kardeÅten çok sevgili gibi davranıyorsunuz.â Isabel Hart'ın sesi o gece anne sevgisinden nefrete dönüÅmüÅtü.
Tristian aptal kilitlerin arasından bir yol bulmuÅtu. Duvarın dıÅındaki dolaptan bir yeri kesmiÅti, böylece yaÅadıkları otelin koÅturdukları ince koridorlarına gizlice çıkabiliyordu. Aynısını kız kardeÅinin dolabına da yapmıÅtı, böylece onun odasına her gece gizlice giriyordu ve yakalanmamak için çalar saati kuruyorlardı.
Tristian, iliÅkilerinin yanlıŠve kirli olduÄunu düÅünen annelerinin asıl sapık olduÄunu söylüyordu. Hatta bazı küçük ülkelerde tüm ailenin birlikte banyo yaptıÄını ve uyuduÄunu, bazılarında ise kardeÅ evliliklerinin tamamen normal karÅılandıÄını bile söylemiÅti. Tristian, Angelâı onları ayrı tutmaya çalıÅtıÄı için annelerinin günahkâr olduÄuna inandırmıÅtı.
Angel uzun zaman önce onunla Tristian arasındaki sırrı korumaya karar vermiÅti. Bu kimseyi ilgilendirmezdi ve Angel ona güveniyordu.
Tristian, onu son gördüÄünden beri fazla deÄiÅmemiÅti. Genç ve masum görüntüsünü koruyordu. Fakat aynı zamanda kaçırdıÄı deÄiÅiklikleri de görebiliyordu. Sarı saçları diplere doÄru koyulaÅmıÅtı. Platin sarıların parıltısı ve kızıl sarıların matlıÄı, yanık teni ve yeÅil gözlerine çok yakıÅmıÅtı.
Alternatif saç kesimi ile Kaliforniya sörfçüsü arkadaÅlarına uyum saÄlayacaÄını düÅünerek gülümsedi. YılbaÅında ona gönderdiÄi haç kolyenin yakasından çıkmıŠolduÄunu görebiliyordu.
Asıl deÄiÅenin kendi olduÄunu hissetti. Mabetâi terk ettiÄinde sadece on altı yaÅındaydı. Tristian, Hunter ve Ray ile hayatının neredeyse her günü birlikte olduktan sonra, Los Angeles'ta kaybolmuÅ ve yalnız hissetmiÅti. Büyükanneleri daima evde okutan özel öÄretmen tuttuÄu için gerçek bir okula hiç gitmemiÅti.
Los Angeles'ta liseye gitmek kültür Åoku olmuÅtu. O zamanlar anladı ki, ailesinin bu kadar çok paraya sahip olması normal olarak onu tamamen karanlıkta tutmuÅtu. Sonra Ashton Fox ile tanıÅtı. Babasının evinden her ayrıldıÄında Ashton orada oluyordu veya nereye giderse orada beliriveriyordu. Kaderi gibiydi. Onu hemen gülümsetiyor ve tamamen yeni bir dünya göstermeye baÅlıyordu.
Angel, alçak bir vadinin üzerinden geçerken, hata yaparak pencereden dıÅarı baktı ve gökyüzündeymiÅ gibi hissetti.
BaÅ döndürücü manzara yerine ona bakmaya karar veren Ashton'ın elini daha sıkı tuttu. Buz mavisi gözleri onun gerginliÄine gülümsüyordu ama onun umurunda bile deÄildi, gerçekten deÄildi. Angel hafta boyunca onun Mabetâe kadar gelmesini engellemek istemesine karÅı Ashtonâın kulak asmamasına neredeyse mutlu olacaktı.
Kulaklarına yerleÅtirilen küçük mikrofonu kullanarak, âAsh, Åimdiye kadar hiç helikoptere binmiÅ miydin? Ãok rahat görünüyorsun.â diye sordu.
âHayır, ama her dakikasını seviyorumâ Ashton sırıttı. âAilenin biraz garip olduÄunu düÅünmüyor musun? Bir limuzin bagajımızı getirirken, bizi helikopterle havaalanından alıyorlar. Ve ben ailemin zengin olduÄunu düÅünürdüm.â KaÅlarını oynatarak onu güldürmeye çalıÅtı.
Elindeki kan dolaÅımını kestiÄi için sinirlendiÄini biliyordu. Angelâın savunmasızlıÄı onu daha çok sevmesine neden oluyordu. Sürekli çıktıÄı Los Angeles sürtüklerine hiç benzemiyordu. Tristianâın sesi kulaklıktan geldiÄinde düÅünceleri daÄıldı.
âHer zaman böyledir,â Tristian, aynı fikirde olduÄunu düÅünerek kardeÅine baktı.
Hart ailesinin yetiÅkinlerinin bu aptal oyunu oynadıklarını tüm hayatları boyunca görmüÅlerdi. âHart ailesinin birbirlerini yenmeleri gerekiyordu. âBüyükannemizin bu helikopterin ve Mabetâin sahibi olması, üç çocuÄu ve dünya üzerindeki küçük zaferidirâ son bölümü biraz alaycı Åekilde mırıldanmıÅtı.
âBu kadar yeter, Tristian.â Malcolm Hart oÄluna hayal kırıklıÄıyla baktı ve sonra son kız arkadaÅı Feliciaâya döndü. YolcuÄun geri kalanında mikrofona sahip olmaya karar verdi böylece oÄlunun, misafirlerinin önünde ailelerine zarar verecek Åekilde konuÅma Åansı olmayacaktı.
Birkaç hafta önce çıkmaya baÅladıÄı güzel kızıl saçlıya gülümsedi. Onu getirmek ve eski karısı Lilyâye hava atmak için parayla kandırmıÅtı. BoÅanma konusunda ısrarcı olan Lilyâydi ve ona hatasını göstermek istiyordu.
Malcolm, tur rehberi moduna girerek geldiklerini hatırlatmak için pencereyi iÅaret etti. âTepenin üzerindeki tesis Mabet. DüÄün Åapeli ve düÄün süitleriyle ünlüdür.â Malcolm, Felicia'ya sinsice sırıttı. Umutlarını taze tutmasını saÄlayabilirse Lilyânin önünde rolünü oldukça iyi oynayacaÄını biliyordu.
âDaÄın tepesi hemen hemen düz olduÄundan burası spa, büyük gölet ve kapalı-açık yüzme havuzları gibi diÄer Åeylerin de dahil olduÄu, düÅünebileceÄiniz her Åeye sahiptir. Her yöne doÄru 30 mil boyunca her Åeye sahip olduÄumuz ve oyun koruma alanı olarak iÅaretlediÄimizden kimse bir Åey inÅa edip güzelliÄini bozamaz. DaÄdan yukarıya uzanan tek bir yol var ve aÅaÄıdaki kapı yoldan geçenleri dıÅarıda tutuyor.â
âVay, harika,â Felicia iç çekti.
âVe daÄın yamaçlarında Apaçi Kızılderili koruma bölgesi var,â diye devam etti. âTesisteki çalıÅanların çoÄu Apaçi.â Malcolm, anne babasının koruma bölgesinden kiraladıÄı güzel kızların anılarıyla sırıtıyordu. Gençlik yılları, dünyaya deÄiÅmeyeceÄi yıllarıydı.
âGerçek yerliler mi?â Felicia kirpiklerini kırpıÅtırdı, koruması için yeni yaÅlı sevgilisine eÄilerek korktuÄunu belli etti. YaÅlı zengin adam ona bu nimetleri sunduÄu için turnayı gözünden vurmuÅtu. EÄer kartları doÄru oynarsa bir daha hiçbir Åey istemesine gerek kalmayacaktı.
âNesin sen? BeÅ yaÅında mı?â Tristian mikrofona uzandı ve açtı, midesi bulanıyordu ama helikopter yüzünden deÄil.
YaklaÅan baÅ aÄrısını hissederek Åakaklarını ovdu. Son zamanlarda aptal insanlara olan tüm toleransını kaybetmiÅti. Cebine uzanarak içindeki küçük alkol ÅiÅesini çıkarttı, fakat içinde alkol yoktu. ArkadaÅı Hunter'ın yaptıÄı baÅ aÄrısı için Kızılderili ilacıydı ve genellikle birkaç dakika içinde iÅe yarardı. Aptal helikopter ve babasının neden olduÄu bu baÅ aÄrısını geçirecek kadar kuvvetli olmasını diledi.
Babasının yaptıklarını biliyordu. Felicia muhtemelen yirmili yaÅlarındaydı ve bir kız arkadaÅtan ziyade babasının sürtüÄüne benziyordu. Böyle anlarda babasıyla yaÅamadıÄı için seviniyordu.
Tüm bu olanlar onu uyuz ediyordu. Ailesinin geçinememesi Angelâın suçu deÄildi, o zaman neden evden ayrılmak zorunda kalmıÅtı? Hâkimin çocukları anne ve babaya ayrı ayrı verdiÄini öÄrendiÄinde boÅanma iÅi onu çok kızdırmıÅtı. Angel on altı kendisi on yedi yaÅında olduÄu için istekleri dıÅında ayrılmıÅlardı.
Åimdi bildiklerini o zaman bilmiÅ olsaydı bunun olmasına asla izin vermezdi. Ãünkü buna engel olabilecek kadar akıllı deÄildi. Angelâı neredeyse iki yıldır görmemiÅti ve bu yüzden de onu bugün havaalanında karÅılama hatasına düÅmüÅtü. Onu çok fazla özlemiÅti.
Kız kardeÅiyle kendisinin ayrılmasına karar veren aptal yargıcın, Angelâın zorla götürülmesinden bir kaç gün sonra korkunç bir trafik kazasında öldüÄünü hatırladıÄında dudaklarının kenarları acımasızca gülecek Åekilde kıvrıldı. Tristian kız kardeÅine bakarken omuzlarını silkti. O zamana kadar, hayatları boyunca Mabetâte yaÅamıÅlardı.
O ve Angel yedi torun arasında büyükannelerinin en sevdikleriydi ve büyükbabaları üç yıl önce merdivenden düÅüp boynunu kırdıktan sonra Mabetâte iÅler daha iyi gitmeye baÅlamıÅtı.
Tristian'ın bakıÅları, düÅündükçe sertleÅti. Büyükbabaları öldüÄünde gözyaÅı bile dökmemiÅlerdi çünkü ne kendisi ne de Angel yaÅlı adama katlanabiliyordu. John Hart korkutucu Åekilde sürekli onları izliyor ve kimsenin duymadıÄını düÅündüÄü zamanlarda nefret dolu sözler söylüyordu. Büyüdükçe, o ve kız kardeÅi büyükbabalarından her Åartta kaçmayı bir oyun haline getirmiÅlerdi.
John Hart her zaman ona alçakça davranmıÅtı. Ona diÄer torunlarından farklı davranmıÅtı. Tristan, inatla anıları kilitledi, yaÅlı adamı düÅünmenin beynini yormasına deÄmeyeceÄine karar verdi.
BakıÅları kız kardeÅinden erkek arkadaÅı Ashton Fox'a kaydı. Ä°lk defa bir erkek arkadaÅı olduÄunu görüyordu. Tristian, koleje hazırlık aÅamasındaki ifadesini koruyordu. TopladıÄı tüm bilgilere göre Ashtonâda bir sorun görünmüyordu ve bundan nefret etmiÅti çünkü Angelâın Mabetâe geri dönmesini istiyordu. EÄer Kaliforniyaâdaki hayatından memnunsa bu olmayacaktı.
Ashton Fox yirmi yaÅındaydı ama bu hafta yirmi birine girecekti. Belki ona bir doÄum günü partisi düzenlemeli ve sarhoÅ olmasını saÄlayarak Angelâın her tarafına kusturmalıydı, belki de bu aralarındaki baÄı kopartıp Angelâın eve dönmesi için yeterli olurdu. Ä°Åe yaramazsa Hunter veya Rayâden birinin yapılabilecek bir Åeyler bulacaÄından emindi.
Tristian Ashtonâdan hoÅlanmamak için daha fazla sebep aramaya devam etti. Hatta avukat olan amcası Robertâtan onun geçmiÅini araÅtırması bile istemiÅti. Robert Hart Ashtonâın onlar kadar olmasa bile parası olduÄunu doÄrulamıÅtı. Yine de Tristian bunun kız kardeÅiyle zenginliÄi için çıkmasına yeteceÄine inanıyordu.
Bununla birlikte Ashton Foxâa ait bir sabıka kaydına ulaÅmıÅtı ama çok sıkı korunuyordu. Robert bunun muhtemelen gençlik zamanlarında içkili araba kullanmak ya da buna benzer bir Åey olabileceÄini söylemiÅti. Arkadan baÄlı platin sarısı saçları, yanık teni ve buz mavisi gözleri ile yürüyen bir Calvin Klein reklamı gibi görünse de doktor olmak için okuyordu.
Tristian, Angel ve Ashtonâın yaÅları biraz daha yakın olsa, Angelâın saçlarının daha uzun olması hariç ikiz olabilecek kadar benzediklerini düÅünerek kaÅlarını çattı. Åimdi bile ikisi birbirine gülümsüyordu ve bu gerçekten onun sinirlerini daha çok geriyordu. Tristian koltuÄuna gömüldü ve pencereden dıÅarı bakmaya karar verdi.
Sessizce hangi manzaranın daha kötü olduÄunu merak ediyordu.
*****
Isabel Hart, özel helikopterin sesini duyunca çay fincanını indirdi. Aceleyle pencereye giderek eve geliÅlerini izlemek istedi ama bu hafta oynaması gereken rolü olduÄunu hatırlayarak durakladı. Zayıf büyükannenin aileye onunla birlikte ihtiyacı vardı.
Kısa süre önce küçük bir kalp krizi geçirmiÅti ve bu Malcolm ve Angel'ı eve dönmeye ikna etmek için yeterli olmuÅtu, Dört Temmuz tatili olsa bile. Neredeyse bu korkutucu bir deneyime deÄmiÅti. Hatta tesisi dıÅarıdan gelenlere kapatmıŠve çalıÅanlara hafta sonu için izin verme konusunda Tristian ile anlaÅmıÅtı böylece ailesi için burası ev gibi görünecekti.
Bir yolunu bulsa özlediÄi çocuÄu ve torunlarını geri döndürürdü, bunu yapmaları için ölüyormuÅ gibi davranmaya bile hazırdı.
Ãocukları her zaman burada aileleriyle birlikte yaÅamıÅtı. Bu, Malcomâun boÅanmasının yıktıÄı bir gelenekti. Büyük oÄlu Robert lise aÅkı Dianne ile evlendikten sonra avukat olmuÅtu. Åu an yirmi yaÅında olan ikiz çocuk Devin ve Damien, tesisin zemin katında büyük bir alanı kaplayan spor salonunda eÄitmen olarak çalıÅıyorlardı.
Gözlerini Robert'tan ayırmamak zorundaydı çünkü babası gibi açgözlü ve hesapçıydı. Son isteÄinin ne olduÄundan emin olmasa bile, öldüÄünde Mirasını ve Son Ä°steÄini tartıÅmaya açacaÄını biliyordu.
Robert, son isteÄin ona maddi anlamda bir iyilik getirmeyeceÄini biliyordu. Robertâin muhasebe kayıtlarını deÄiÅtirdiÄini ve paraları kendi hesaplarından birine aktardıÄını yakaladıÄında onun evrak iÅleriyle ilgilenmesini engellemiÅti. Robert son birkaç yıldır onu oldukça hayal kırıklıÄına uÄratmıÅtı.
Ä°kinci büyük çocuÄu ve tek kızı Carley ile üç çocuÄu da burada yaÅıyordu. Fakat Carley Robertâa hiç benzemiyordu.
Küçük ailesi, onlar için hazırladıÄı vakıf fonları ile zar zor geçindiklerini zanneden Åımarık veletlerle doluydu. Tiffany on yedi, Paris yirmi bir ve Jason yirmi yaÅındaydı. Anneleri alkolikten baÅka bir Åey olmadıÄı için çocukların tembel tavırlarını ayıplamıyordu. Dördü bir olup yıllar önce Carleyâin zavallı kocasını kaçırmıÅlardı.
Kocası John öleli üç yıl olmuÅtu ve sadece bir yıl sonra Malcolm ve Angelâı kaybetmiÅti. John baskıcı ve zorba bir adamdı ve doÄrusu onu hiç özlemiyordu. Ancak ailedeki herkes kendi hayatlarıyla meÅgulken, Isabel'i yaÅlılıÄında yalnız bırakmıÅtı.
Onunla gerçekten ilgilenen Tristian ile iki yerli genç çocuktu ve Tristian ile kız kardeÅi bu iki çocuÄa, Hunter ve Ray Rawlins, çok düÅkündü.
Ailenin geri kalanının ne yaptıÄı umurunda bile deÄildi, onun için önemli olan Angel ve Tristianâdı. KardeÅlerden birinin baÅka kandan olması canını sıkmıyordu, önemli olan kalpleriydi. Tristian evlat edinildiÄinde, diÄer aile fertlerini, ona evlatlık olduÄunu söylemeleri halinde hiç düÅünmeden Mabetâten atılacakları konusunda uyarmıÅtı. Tehdit Åu ana kadar dıÅarıda tutulmuÅtu.
Tristian ve Angelâın bunu bilmelerine imkân yoktu fakat bir gün Mabet onlara ait olacaktı.
Isabel kafasını kaldırdıÄında, çiçek bahçesinde dimdik duran Lily Hartâı görünce içinden güldü. OÄlu Malcolm Åehirden ayrıldıÄında Lilyânin burada yaÅamaya devam etmesine izin vermiÅti. Kadının kalmasına razı olmasının tek sebebi, Angel'ı mümkün olduÄunca geri getirmek ve Tristian'ı burada yaÅamaya devam ettirmekti.
Isabelâin endiÅesi Lilyânin mutsuz olmasıydı. Malcolm onu sevmiÅti ama o Malcolmâu uzak tutacak Åekilde hep soÄuk ve çekilmez davranmıÅtı ve sebebini de hiç anlatmamıÅtı. Isabel, Lilyânin bir gün Mabetâe sahip olma umuduyla burada kalacak kadar aptal olduÄunu anlamıÅtı.
Malcolm evlenmeden önce daima playboy olmuÅtu, daha büyük oyunlara geçmeden önce otelde çalıÅan yerli personelin yarısı ile yatıyordu.
Malcolm evlendikten sonra çapkınlık iÅlerini bırakmıÅtı ve boÅanma sebeplerinin bu olmadıÄını biliyordu. Malcolm kızları her zaman sevmiÅti ama Isabel, güzelliÄinden dolayı en çok Lilyâyi sevdiÄini biliyordu ve Lily hala çok güzeldi. SoÄuk ve güzel⦠Ãocuklar çok küçükken bile anne olamayacak kadar duygusuzdu.
Isabel, Lily'nin yüzündeki acı bakıÅı gördüÄünde Malcolm'un burada olduÄunu anladı. Helikopter pilotuna, herhangi biri için hafta sonundan önce dönmeye cesaret ederse kovulacaÄını belirsiz bir Åekilde söylemiÅti. Ayrıca, evdeki tüm araçları bir Åekilde kullanılamaz hale getirmesi karÅılıÄında para bile vermiÅti. Böylece kimse ayrılamayacaktı.
Bir kereliÄine, hoÅlansalar da hoÅlanmasalar da tüm aile burada birlikte kalacaktı.
*****
Ray Rawlins, garajdaki son otomobilin kaputunu kapatırken uzaktaki helikopterin sesini duydu. Büyük bir memnuniyetle, etraftaki artık iÅe yaramayan pahalı arabalara baktı. Isabel Hunter, istediÄinde ölmüŠkocası kadar acımasız olabilirdi.
Helikopter yavaÅça piste inerken, tuÄla binanın dıÅına çıkarak gözlerinin önündeki saçlarını savurdu. DüÅünceleri Hunterâa döndü. Angelâın Kaliforniyalı erkek arkadaÅını getirdiÄini öÄrendiklerinde, kardeÅinin onları tutup tutamayacaÄını merak etti.
Ashton Fox'un düÅmek üzere olduÄu örümcek aÄı hakkında bir fikri yoktu.
Ona göre, bu daÄın üstünde doÄan insanların çoÄu, o daÄdan düÅmeyi hak ediyordu. Angel ve Tristian istisnaydı. Onlar büyürken, o ve Hunter kanatları altına almıŠve tam içine doÄdukları kötülüklerden mümkün olduÄu kadar korumuÅlardı. Tatlı büyükanneleri bile yoluna çıktıklarında güvenilmez olabiliyordu.
ÃocukluÄunu hatırlayarak duvarın tuÄlalarına yaslandı. O ve Hunter kardeÅlerden sadece birkaç yaÅ büyüktüler ama dördü hiç ayrılmazdı. Tristian ve Angel her ne kadar eÄlenceli ve oyun olduÄunu düÅünse de, yerlilerin hayatta kalma tekniklerini öÄreten Hunter ile birlikte, hemen hemen her gün daÄdaki ormana gidiyorlardı.
Angel, yedek erkek arkadaÅıyla helikopterden dıÅarı koÅtururken geçmiÅ hatıralarının görüntüsü eridi. Helikopterden gelen rüzgâr görünmeyen bir fırtına gibi saçlarını daÄıtınca kafasını salladı.
Mabet olarak bilinen büyük binaya baktı. Ailesi olduÄu iddia edilen içerideki insanların yeni bir oyuna hazırlandıklarını biliyordu, küçük bir kızın tek baÅına oynayamayacaÄı kadar tehlikeli bir oyun.
Ray, Hunter'ın ona hediye ettiÄi küçük ÅiÅeyi çıkarttı ve zihnini boÅaltmaya çalıÅarak bir yudum içti. Angelâı kötülüklerden korumak için tüm konsantrasyonuna ihtiyacı olacaktı.
*****
Tristian pilota eÄilip dikkatini çekmeden önce herkesin helikopteri terk etmesini bekledi. âIsabel Hartâın söylediklerini unutma.â YeÅil gözleri uyarıyla küçülürken yüzündeki gülümseme de kaybolmuÅtu. âGit tatilini yap ve bizim için endiÅelenme. Sana bu hafta ihtiyacımız olmayacak, anladın mı?â
Tristan ona katıldıÄında Angel mutlu bir Åekilde gülümsedi ve hepsi pervanelerin rüzgârından kaçtı. Canavar makinenin yüksek sesle uçup gittiÄini gördüÄünde çok daha iyi hissetti.
âKasırgadan iyi kurtulduk.â Angel alaycı bir selam verdi. Kimsenin dalga geçmeyeceÄini bilse ellerini yere koyar ve güvenle getirdiÄi için ona teÅekkür ederdi.
Ashton ipeksi sarıÅın saçlarını parmaklarıyla taradı, saçlarını hissetmekten hoÅlandı. âOh, güzel saçların daÄıldıÄı için çıldırmıŠolmalısın,â parmaklarının hiçbir yere takılmadan nasıl taradıÄını merak ederek sırıttı. O, Åimdiye kadar bulduÄu mükemmelliÄe en yakın Åeydi ve evini ziyarete gideceÄini söylediÄinde, onun görüŠalanından çıkmasını istemeyecek kadar akıllıydı.
Angelâın babası ve Felicia'nın girdiÄini fark ederek, tepedeki binaya doÄru ilerledikçe, Ashton kollarını Angelâın omuzlarına koydu.
âKırmızı baÅlıklı kız, önce büyükanneni mi göreceÄiz?â dedi, konaÄın büyüklüÄü karÅısında boÄulmamaya çalıÅarak. Babasının övünerek anlattıklarını dinlemiÅti ama Åimdi içindeydi ve az bile anlattıÄını fark etti.
Tristian, kesmeden önce Angel'a göz kırptı. âBence Ashton'a odasını göstermenin ve yerleÅmesine izin vermenin zamanı geldi, deÄil mi? Kötü kurta meydan okumanın gereÄi yok. Büyükanne zaten kalp krizi geçirdi. Sanırım geldiÄin dakika onu erkek arkadaÅınla tanıÅtırmak onu zorlayabilir.â
Kalp krizinden bahsedince Angelâın gülümsemesi titredi. Tristian arayıp bundan bahsettiÄi saniye eve uçacaktı ama babası Dört Temmuz haftasını orada geçirmelerine ikna etmiÅti ve o da beklemiÅti. Tristian telefonda, büyükannesini son anda bulan ve muhtemelen hayatını kurtaran kiÅinin Hunter olduÄunu söylemiÅti.
Hunter Rawlinsâi hafızasında resmettiÄinde kalbi bir saniyeliÄine küt küt attı. Onu daima en iyi arkadaÅı olarak görmüÅtü fakat Los Angelesâa taÅındıÄında Angel yavaÅ yavaÅ en iyi arkadaÅtan fazlası olduklarını anlamaya baÅlamıÅtı, çok daha fazlası. Hunterâı kendi kardeÅi kadar çok özlemiÅti.
âHaydi,â Tristian, ona yumuÅakça sarılırken neredeyse homurdandı. âÃyle demek istemedim.â Geri çekildi ve yanaklarından tutarak ona baktı. âBu hafta sadece güleceÄine söz verdin,â hatırlatıcı bir bakıŠattı.
âBiliyorum,â Angel yüzüne bir gülümseme kondurdu ama aynı gülümseme deÄildi. âBüyükannenin iyi olduÄunu kendim gördüÄümce iyi olacaÄım. Sen Ashâi al ve eÄlenin. Ä°kinize daha sonra katılırım.â
Büyükannesini bulacaÄı köÅeden dönmeden önce ayakuçlarında yükseldi ve Ashtonâı yanaÄından öptü.
Ashton dokundukları anda ayrılmalarından hoÅlanmayarak Angelâın gidiÅini izledi. Los Angelesâta kalırken babası Angelâın her ihtiyacını karÅılıyordu ve onu sadece kendine ait yapmıÅtı. BaÅkalarıyla paylaÅmazdı.
*****
Hunter yaslanmıŠolduÄu kapı çerçevesinden kendini itti. Angelâın erkek arkadaÅına verdiÄi o masum öpücüÄü görmek bile aÄzının tadını bozmuÅtu ve bir Åeylere vurma isteÄi oluÅmuÅtu, tercihen de Ashton Foxâa. Angelâı diÄerlerinden uzaklaÅırken gördüÄünde takip etmemek için kendini kontrol etti.
Tristianâın dikkatini çektiÄi için adımlarını hızlandırdı.
O ve Tristian hatırladıÄından beri en iyi arkadaÅlardı, fakat son birkaç yılda, her ikisi de birbirlerinin karanlık taraflarını görmüÅtü ve tüm bunlar Angelâın onları terk etmesi yüzündendi. Tristian, aralarındaki mesafeyi kapatırken özelliklerini inceledi.
Hunter, dudaklarına gülümseme yayarak onlara doÄru yöneldi. âHelikopterden kurtulduÄunuz için mutluyum,â Hunter, Tristianâın omuzuna elini koyup tokalaÅtıktan sonra diÄer adama baÅını eÄerek selam verdi.
âEvet, bir gün bir bazuka alıp o Åeyi havada patlatacaÄım,â Hunter gülerken Tristian omuzlarını silkti. Konuyu deÄiÅtirerek ekledi âEn azından bu hafta beklediÄimiz herkes burada. Son misafirler bir saat önce ayrıldı yani sadece aile ve arkadaÅlar var. Burayı bu kadar boÅ görebileceÄimi düÅünmezdim ama aslında gayet iyi görünüyor.â
Hunterâın tepkilerini yakından takip ederken, onları tanıÅtırmak için Tristian geri adım attı. âHunter Rawlins, Ashton Foxâla tanıÅ.â
Ashton elini uzattı ve Hunterâın elini sıkıca tutarak tokalaÅtı. Hunterâın da elini iyice sıkmasını bekledi ama yapmadıÄını görünce ÅaÅırdı. Yerli, yüzündeki gülümsemeye uygun olarak arkadaÅça tokalaÅmayı sürdürdü.
Angelâdan çok fazla dinlediÄi Apaçi çocukla karÅılaÅtıÄı için endiÅelenmiÅti. Onu Hunter ve Ray hakkında konuÅurken dinlerken, insan onların su üzerinde yürüyebildiÄini ve filmlerde Kızılderililerin yaptıklarını yapabileceklerini düÅünürdü.
âMabetâe hoÅ geldiniz,â Hunter tüm misafirlere söylemiÅ olduÄu Åeyi tekrarladı. âBu hafta eÄlenmeye hazır mısınız? Cümleleri kendisine iki tarafı keskin kılıç gibi gelmiÅti ama diÄer adam bunu anlamıÅa benzemiyordu.
âNeden olmasın?â Ashton gülümsedi, testosteron musluÄunu açmak zorunda kalmadıÄı için mutluydu. âAma önce, sanırım on saat boyunca havada kaldıktan sonra bir duÅ ve bir gevÅeme fırsatı bulabilirim.â
âDaha fazla konuÅma,â dedi Tristian, onu ana giriÅe doÄru götürürken. âHunter, onu bu hafta için hangi odaya yerleÅtirdin?â
âAnahtarları alayım,â dedi Hunter, onları geçerek lobiye ilerledi ve isimleri kontrol ediyormuÅ gibi yaparak kayıt defterini açtı.
Ashtonâı nereye yerleÅtirdiÄini kesinlikle biliyordu. Kolay eriÅmesi için Rayâin kaldıÄı odanın tam yanına, erkek arkadaÅın hiç te istemeyeceÄi türden bir kolay eriÅime. Ashton Fox birinci kat koridorunun tam köÅesindeki iki odadan birini almıÅtı, içerideki dev yüzme havuzunun diÄer tarafında ve diÄer tüm odalardan uzaktaki odayı.
Hunter, uzanarak doÄru anahtarı aldı ve Tristianâa verdi. Ashtonâa bakarak iyi bir Åey yapıyormuÅ gibi davrandı. âÅanslısın, havuz ve spor salonu odanın hemen yanında.â
Tristian, anahtarın üzerindeki numarayı fark etti ve yüzündeki ifadeyi saklayarak Ashtonâa arkasını döndü. Hunterâın, Ashtonâı Angelâın yanına yerleÅtirmemesine sevinmiÅti ama ikisi de aynı kattaydı ama buna Åikâyet etmeyecekti. DüÅündüklerini yapabilirse, Ashton zaten tüm hafta kalamayacaktı.
âHavuz partisi için her Åey hazır mı?â diye sordu Tristian, Angelâın yüzmeyi sevdiÄini bilerek. Umutsuzca, Angelâa gittiÄinden beri kaçırdıÄı Åeyleri hatırlatmak istiyordu.
Hunter kafasını salladı, âEvet, Carleyâin çocukları birkaç arkadaÅlarıyla gece boyunca oradaydılar ve Tiki Barı self servis için zaten açmıÅlardı.â Tristianâın bildiÄi bakıÅı attıÄını görerek ekledi, âJason onlara, aralarında uyumamak için, onun ve kız kardeÅinin hemen yanındaki odayı verdi.â
âYeterince doÄru,â Tristian, onları ayrı odalara vermenin sadece görüntü olduÄunu bilerek sırıttı. Para kazanmak için hiçbir Åey yapmayan gerçek birer beleÅçi olmalarına raÄmen, kuzenlerinin otelin sahibiymiÅ gibi davranmalarından nefret ediyordu. Her ay her hafta bazen de her gün yeni kız veya erkek arkadaÅ buldukları biliniyordu. Gerçekten iyi oldukları tek Åey seksti, genellikle bundan baÅka arkadaÅlıkları çok uzun sürmüyordu.
âDıÅarıda görüÅürüz,â diye seslendi.
Tristian Ashtonâla birlikte gittiÄinde, Hunter Mabetâin en iyi odasının anahtarına uzandı, dördüncü kattaki gelin odalarından bir tanesi. Bu hafta orada kimse kalacakmıŠgibi görünmüyordu ve muhtemelen Angel orada kalmaya baÅlayacaktı.
âGelin odasında kim kalıyor?â
Hunter, Rayâin tezgâhın arkasında olduÄunu görerek arkaya dolandı, kolunun altında havai fiÅekler vardı. Bir ay önce anneleri öldüÄünden beri o ve Rayâin araları bozuktu. Her ikisi de çok ince bir çizgi olduÄunu bilse de ateÅkes ilan etmiÅlerdi. KardeÅini seviyordu ama son zamanlarda Ray, onu dikkatli olmaya zorlayacak kadar garip davranıyordu.
"Havai fiÅekleri bu gece yapmaya karar verdin mi?" Hunter, anahtarı cebine koyarken hızla konuyu deÄiÅtirdi.
Ray'in karanlık gözleri koruyucu hareketi izledi, ancak Åimdilik gitmesine izin verdi. "Evet, haftayı bir patlama ile baÅlatmak istiyoruz, deÄil mi?"
"Kesinlikle. Sen havuz partisine geliyorsun deÄil mi? " diye sordu Hunter, Ray'in ona göz kulak olmasını istemiyordu.
âEvet, buralarda olacaÄım,â Ray masanın üzerindeki kâse parçalarının bir kısmını alıp havai fiÅek kutusuna atmadan önce düz bir bakıÅla yanıt verdi.
Hunter, Ray görüŠalanının dıÅına çıkıncaya kadar kaldı ve ardından anahtarı almak için yavaÅça cebine uzandı. Arkasını dönerek, olması gereken yere asmak yerine masanın çekmecelerinden birine koydu. Anahtar askısına dönerek düÅünüyormuÅ gibi parmaklarını salladı, sonra kendi odasının yanındaki odanın anahtarını aldı.
Angel'a yakından bakabilirse daha güvende hissedecekti, özellikle geceleri.